SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

4-C’lilere Yapılan Haksızlık Giderilsin

Yayınlanma:
ABONE OL
4-C’lilere Yapılan Haksızlık Giderilsin

2013 yılından itibaren bütün Toplu Sözleşme ve Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında; sözleşmeli olarak çalıştırılan ve ek ödeme alamayan 4/C’li memurların kadroya geçirilmesi ve statülerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmaların yapılacağı hüküm altına alınmıştı. Hatta iktidar partisi başta olmak üzere bütün siyasi partilerin seçim vaatlerinde 4/C’li memurlara yapılan haksızlıkların giderileceği belirtilmesine rağmen bugüne kadar bu sorunların çözümüne yönelik sonuç alıcı bir uygulamanın gerçekleşmediği görülmektedir.

 

İnsan haklarına ve sosyal devlet ilkesine aykırı şartlar altında kaderine terk edilen 4/C’li çalışanlarımızın kadroya geçirilmesi hukuki ve ekonomik bir düzenlemenin ötesinde, insani ve ahlaki bir zorunluluk haline gelmiştir.

 

4/C’lilerin kadro sorunu yanında diğer önemli bir sorunları da diğer bütün memurlara verilen ek ödemeden yararlandırılmamaları sorunudur. Aynı kurumda aynı görev, yetki ve sorumluluklara sahip olup 657 Sayılı Kanunun 4/A ve 4/B maddesi kapsamında kamu görevlisi olarak görev yapanlar Ek Ödemeden yararlandırılırken 4/C’lilerin yararlandırılmaması Anayasada ifadesini bulan “Genel Eşitlik” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu konuda bireysel olarak açılan davalarda mahkemeler 4/C’lilerin bazen lehinde ve bazen de aleyhlerine karar vermektedir.

Mahkemelerden 4/C’liler lehine çıkan kararlara istinaden kurumlar da söz konusu personele mevzuatta belirlenen en düşük oran üzerinden aylık yaklaşık 550 TL tutarında ek ödeme vermekteydi.

Ancak 2015 yılında Memur-Sen tarafından imzalanan toplu sözleşmede 4/C’li personele mahkemelerin 550 TL olarak verilmesini öngördüğü ek ödeme miktarı 2016 yılı Ocak ayı itibarı ile 150 TL olarak belirlendi. Böylece bir 4/C’li çalışan mahkemeye başvurması halinde aylık 550 TL almaya hak kazanırken, toplu sözleşme bu rakamı aylık 150 TL’ye çekmiş oldu.

Bu gelişme üzerine Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü de bir görüş yayınlayarak kurumlara 4/C’li personele 2016 yılından önce hiçbir şekilde ek ödeme yapılmamasını belirtti. Bakanlık görüşünde; daha önce kurumlar aleyhine bu yönde açılan davaların gerekçesinin “4/C’lilere ek ödeme verilmemesinden kaynaklı olarak ortaya çıkan adaletsizlik” olduğuna vurgu yapılarak 2015 yılında imzalanan toplu sözleşme ile bu gerekçenin ortadan kalktığına, 4/C’lilerin artık böyle bir gerekçelerinin kalmadığına dikkat çekildi.

Hal böyle olunca Maliye Bakanlığı, mahkemelere başvuran 4/C’lilerin artık dava konularının dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle de hiçbir kurumun geçmişe dönük olarak 4/C’li personele ek ödeme vermemesini istedi. Hatta Bakanlık, mahkemelerde kurumlar aleyhine açılacak davalarda, ek ödeme verilmemesinin sorumlusu olarak kendilerinin gösterilmesini talep etti. Bunun yanında 4/C’li personelin geçmişe dönük olarak toplu halde ek ödeme alabilmelerinin de önü kesildi.   

Buna göre Memur-Sen, imzaladığı toplu sözleşme ile 4/C’li personelin mahkeme yoluyla elde ettiği aylık 550 TL’lik kazanımı 150 TL’ye düşürterek en az 400 TL zarara uğramalarına neden oldu.

Memur ve emeklinin enflasyon farkının çalınmasına göz yuman Memur-Sen, bununla yetinmeyerek 4/C’li memurların mahkeme kanalıyla elde ettiği ek ödeme kazanımlarının da gaspına aracılık etti.

 

Kamu istihdamında adaletin sağlanabilmesinin yolu, kamudaki çok başlı yapıyı sonlandırmaktan ve tüm çalışanların kadrolu statüde istihdam edilmesinden geçmektedir. Bu bakımdan, kamuda en kısıtlı imkânlarla çalışan kesim olan 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin C fıkrası uyarınca çalıştırılan personelin kadroya geçirilmesi ve diğer çalışanlara verilen ek ödemenin verilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.

 

Bu çerçevede Anayasanın eşitlik ve sosyal adalet ilkelerinin hayat bulması, kamu istihdamında yaşanan aksaklıkların ve mağduriyetlerin giderilmesi adına tüm 4-C’li personelin kadroya geçirilmesi ve gerekli ek ödemeyi alması için Hükümetin gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapması gerekmektedir.

 

 

 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

  Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]